Sorunsuz ilişkilerin erkek tarafının terkedişi ile sonlanmasında esas olan grup çalışmasıdır. Uygun bir ortam, bir erkek ve erkeklerin kendi aralarında "kaşar, motor, yol" diye nitelendirdiği, sonraları dizilerde "Bihter", "Ferhunde" gibi isimlerle boy göstermiş niyetini sır gibi saklayan bir dişi.
Benim için çalışmalar içten içe şahsımın kulaklarına vurulmuş Bihter dişisinin yanında, yöresinde mevcut sevgili hakkında edilen negatif bir yorumla başladı. Sonrası "ulan benimki de böyle Bihter gibi olsa"dan,"Bu Bihter benim olmalı"ya döndü. Mevcut sevgiliye yaptığımız "ya ben düşünüyom da sen aslında şöle yapmıyosunn, böle davranmıyosun", "sen bana inanmıyosun." "boğuyosuuunn.","aklımda soru işaretleri var.. soru işaretlerime küfredemezsin!","uyuyodum" bahaneleri sonrası facebookla gönderilen "sevdim sevilmedim, seveni sevemedim" ile niyeti iyice açık ettim. Derken bir gün "arama beni" dedim kapattım.
Kuş gibiydim artık. Bihtere rahat rahat mesaj atabilir, bişiler yiyelim mi diye randevu verebilirdim. 1 hafta sonra el ele görülsek kimseye hesap vermem ama 1 haftaya ne gerek ertesi gün dururken??
Öğrendiğini duydum bu Bihteri, baya ağlamış. Mesaj filan attı hiç tınlamadım. Böyle geçti nakd-i ömrüm bir kaç zaman. Sonraları anladım boynuzumun boyutunu. Her gören erkeğin o anlamsız yarım kafa selamını. Hayvan gibi pişman oldum. Ama erkekliğin "asla bok sürdürme" esasınca hiç bok sürdürmedim kendime. Eskiye bir bakış bir ağlayış ama sadece yalnızken...
Devamlı eski gerçek aşkımı düşünüyordum. Yatamıyordum geceleri dönüp duruyordum yerimde, yorgana sarılıyordum olmuyordu, yastığa sarılıyordum olmuyordu. Yorganı, yastığı bırakıp Kayahan oluyorum, şarkı yazıyorum. Sabaha kadar mürekkep vuruyordum beyincağazıma.
Ondan ses çıkmadıkça feysbukta ortak arkadaşın daha önce çalınmış şifresiyle girip değişen fotoğrafları var mı ona bakıyordum. "Ex aşk kullanıcısı aha şimdi fotosunu değişti boku yedin kocakulak!" diye şimdi bi herifle yanak yanağa fotoğrafı çıkacak korkusuyla hıyk hıyk monitörle sevişiyordum.
Arabaya bindiğimde nerede ineceğimi unutuyordum. Evin yolunu şaşırıyordum. Ama eskiden muhabbet ortamlarında çaldığım arabesk havaların yerini halay havaları almıştı. Birileri gider üzüntüden manyaklaştı der korkusuyla. Millet meclisinde Kemal Kılıçtaroğluyla halaybaşı fotoğrafım olsa millet şaşırmazdı. O kadar mutlu görünüyordum. Ancak gel gör ki hayat aurası kalbimi umumi tuvalete çevirmişti. Çişini ederse bi hüzün, sıçarsa depresyon hapı fiyatına.
Derken o kutlu gün geldi çattı. Karar verilmiş, mesaj atılacaktı. Büyük bir konsantrasyon, ay ışığı, deniz, bir kasaya yakın bira, cep telefonu ve dolu bir şarj gerekiyordu. Beyinsel ve kalpsel motivasyonu sağladığım ve babasının uyuduğundan kesin emin olduğum bir saatte çaktım mesajı gitti. "Naber?" evet. soru işaretiyle beraber 6 karakter ama bir ilişki için büyük bir adımdı. Varsın şerefsiz operatör 6 karakter için 140 karakter kontörünü iç etsin. Hiç mühim değil yeter ki aynı karakter sayısından az biraz fazlası telefonumda gözüksün. Ertesi günü cevap geldi. O da kısa ama yürekte festival havası estirecek büyüklükte.
Mesaj mesajı doğurdu. Mesaj sayısı ebesini hörekesi olunca, hadi msn den tekrar birbirimizi ekleyelim kurları, yalvarmalar, yakarmalar, hocalar, büyüler.. derken "aslında ben o kızın kaşar olduunu biliyodum" ne salakmışız hıyarlıkları ve sonuçta eskisi gibi olmasa da hiç olmamasından daha iyi olan bir aşk prototipi.
Sonuç olarak;
Erkeklere mesajans;
erkekliğin; "bok sürdürme" esasına zıçalım.
Kızlara mesajans;
Bilinsin ki erkeklerin darbe teşebbüslerinde kendi hemcinslerinin ıslak imzaları var.
Toplu mesajans;
Biz yine ayrıyız. Ama bu sefer hiç değilse gerçekten olmuyor diye bildiğimizden.
ARANIZDA SELAMI YAYINIZ . ( Cuma Mesajları 2 )
-
De ki: (Ey insanlar!) Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye
değer versin!..”
(Furkân Sûresi 77.Ayet)
Cehennem nefsin arzu ettiği şehevi şey...
2 yıl önce