Pages

28.9.09

Bana Kısaca Feys De!

Sene bundan bilmem kaç sene önce, hani üniversiteli arkadaşlar toplanır, çay kahve içer, zengin olanı gider bi de cips alır, komikte bir arkadaş varsa komik olmayanlar, komik olana durmadan "ergün pembe" tarzı "muz ortalar" atarlar şöyle gelişine vursun da gol olsun, tirbünler seyirciler yeni oluşturdukları meksika dalgasını yapsın hesabı.

/bu kadarı komik olan olmayan her gencin başına zaten gelmiş olan!/

öyle bir ortamdayız. günün komik çocuğu o gün hep ben mi güldürcem lan ayarını bağrımıza basaraktan ambians dışı kalmayı tercih etmiş.

/hani bizde insanız,saygı filan. ısrar yapmadık diye gelmemiş lavuk/

biz de hiç de komik olmayan gençler olarak,

/az biraz sıkıldık ama hiçbirimiz de hiçbirimize çaktırmasın hesabı!/

açalım internette neler oluyor, bu günler internette online filmler düşüyor. hemen aşağıya inip 1 lira verip süper bi film alacağımıza, internetten açalım zattirik bi filmi 10 saat bekleyelim ne fakiriz ne cimri az biraz teknolojik olalım aurasıyla açtık film bakacaz. ortamın ileri gelen bilgisayar bilginleri, adres çubuğuna google yaz bakalım, hah şimdi kutuya yaz ki; "beleş yabancı film" gibi

/bi o aklımda kalmış valla!/

destekleriyle filmi açmış bulunmuş oldular. o sırada, o ana kadar cenabet olduğunu düşündüğüm, daha o gece tanışık olup, hiç de kaynaşamadığım bir zat-ı uyruk;

"ben 5 dk bi feysbukuma baksam da sonra başlasak" açıklamasıyla birden sivrildi.

/ha ortamdaki hiçkimse bilgisayar bilgisine bok sürdürmediğinden kimse feysbuk ne lan diye sormuyor tabi!/

ortamda kendinden emin ama bir o kadar da tedirgin olan arkadaşımız;

/klavyeye fiziksel olarak temas halinde bulunan çok bilmiş!/

ne "nasıl yazılıyo lan!" diye sorabilmekte, ne de yazabilmekte olup birden bire ayağa kalktı; "olum altıma işedim yaw! siz bakarken ben işiyim ama ben işerken siz bakmayın!" diye herkesin birbirine bakmasına vesile olduktan sonra, herkes klavye yolunu elbette zat-ı uyruğa gösterdi. arkasındaki meraklı bakışlara aldırmayan muhtemel cenabet kişilik, çok böyle sakalsız, bıyıksız fotoğrafının aydınlattığı siteyi bizlere gururla sunmuş oldu.

/ahiretten sonraki en ebedi mekanımız; feysbuk!/

Kimse o an nasıl üye olunuyor gibi salak saçma bir ofsayte düşme hareketi yapmadı elbette. Ancak ertesi günü herkesin feysbuklarda bulunmasının çağrışımı şaşırtmayan bir gelişme oldu.

/burda bi flulaşma, bi yıllar sonra havası mevcut!/

efendim cici zaman, kaka zaman derken, bir gün evde nöronlarımla yalnız kalma gibi bir işaret başıma geldi. İnternet gitmiş,

/sorun sağlayıcıdan o yüzden işaret diyorum!/

ev arkadaşım, her zamanki gibi bulaşığı üstüme yığmış halde memleketinde,

/elini vicdanına koy lan rahat mı uyudun yoksa!/

daha bir gün evvelinde "genelev" telefonunu andıran biçimde çalan telefon sus pus kesilmekte. aklıma ilk gelen şeyi sorguluyorum o anda; ama acayip birşey farkediyorum herşeyde ilk feysbuk geliyor aklıma. Feysbuk arkadaşlarımı babamdan daha fazla önemsiyormuşum gibi bir istatistikle karşılaşıyorum,

/babamı 1 haftadır aramamışım!/

sonra babam niye aramadı diyorum. feysbuka mı üye lan bizden gizli psikosunda buluyorum kendimi. internet gelir gelmez değişeceğim avatar, kırpacağım fotoğraflar var diye kendi kendime çok yoğun bir adam portresi çiziyorum. havalanıyorum az bişe sonra düşüyorum.

/zira feysbukun verdiği havayı kıçım sesli veriyor!/

o anda zaten bütün olayın işaret olduğuna yemin ettiresice bir olay başıma geliyor;

/mesaj efekti; dıt dıııttt dıtt dııııttt/

telefonuma mesaj geliyor; yazıldığı gibi okuyor, okunduğu gibi buraya yazıyorum;

"olm. lan seni grdk az once feyste lan olum oyle bse var da bze ndn sylmyn, seni gdi snii:)"

ilk okuduğumda mesajın harbi mi bana lan kısmındaydım. sonra ne diyo la bu lavuk, sana ben numarayı veren kafamın derkene aklıma birden bildiğimiz ampül geliyor, hatta ampüller ama yanmıyor resmen kafamda fedon hareketi usülü parçalanıyorlar; feysbuk!

/feysbuk, eskiden özelim olan her ne varsa alayına küfrediyor, ya da tam tersi! hatta bence tam tersi!/

bir site bir adamın böyle mi kimyasını bozar. hem de hiç huyu olmayan bir şekilde; arkadaşın mesajıyla. o güne kadar da aramız çok iyi değildi tamam feysbukla ama o gün olan olay nedir öyle. tamam hadi insanlar adımı biliyor diye kendimi kalgonit reklamında oynayan gaddar tamirciler gibi hissedecek değilim

/hatta çok da resistansımın kireçlenmesi!/

ama kardeşim bu kadarı nerden çıktı! mırç vardı ben çocukkene, adımı değiştirip kendimi pusuya yatmış panterlerin önüne "cansu" diye atardım, "f "misin "m" misin sorularına da "oturgaçlı götürgecim" gibi salağa yatar, gül gibi geçinip giderdim. ama kimse çıkıpta bana sen medium ölçüsü boxer giyiyormuşsun diye de

/benim bilmediğimi bilenlerden!/

istihbarati bilgiler taşımazdı. başlarda milletin çok canı sıkıldı; atıyorlar işten diye. ama inanız ki sağlam sebepler vardı.

/sen misal patronsun, çalışanın senin kızın hakkında oraya buraya yerim ben onu ayarı yapıyor!/

ya kardeşim mantıklı düşünün, hayal edin bak;

otobüstesiniz, götününüz dibinde arkadaş muhabbetlerinden bir hoşnut var.

dese ki;

beni tanıdın değil mi?, evet ben o ib.eyim şimdi bana telefonunun pin numarasını ver de rehberine bakayım! verir misiniz?

/reji uyarıyor; veren verir olum, sanane alan memnun veren memnun, kolonya götür abilerine bakim sen!/

vermem diyen yazar, öz eleştirişisini yapmış,

/ne fışkı yiyorum lan ben feysbukta!/

ve ayrılık kararını alaraktan hesabını silmiştir. bende istiyorum diyenlere kıyağını yine yapmakta, nereden silebilir diye bakanlara göz hareketiyle işaret etmektedir.

/adres uzun sen buna tıkla direk git en iyisi!/

0 Kere Tükürdüler, Elhamdulillah...:

Yorum Gönder

Bir de sen tükür şu kulağın suratına!